F İLE BAŞLAYAN DEYİMLER

Fall away: Azalmak, terketmek
The profits fell away to nothing.
Kârlar git gide sıfıra düştü.

Fall behind: Geri kalmak
She always falls behind when we’re walking.
O, biz yürürken her zaman geri kalır.

Fall into: içine düşmek
That river falls into a lake.
Şu nehir bir göle dökülür.

Fall in love: Aşık olmak
Ahmet fell in love with a beautiful girl.
Ahmet güzel bir kıza aşık oldu.

Fall over: Devrilmek, çarpışmak, üst üste gelmek
People were falling over one another to buy the book.
Halk kitabı kapışıyordu.

Far off: Çok uzak
The theater is far off from my home.
Tiyatro evimden çok uzakta.

Find out: Bulmak, keşfetmek
Yesterday, I found my friend out.
Dün, arkadaşımın ne mal olduğunu anladım.

Fit on: Prova etmek (elbise)
She’ll fit her dress on.
Yeni elbisesini prova edecek.

Yorumlar

Popüler Yayınlar